Sevgili Dünya, Nerede O Eski Bayramlar !
Uzun bir aradan sonra hasretle merhaba… Arkasına bakmadan koşar adımlarla ilerleyen takvim yaprakları bugünü gösteriyor. Günlerden perşembe, dünlerden ise büyük bir boşluktu. Evet evet koca bir boşluktan sesleniyorum sizlere. Hani hepimizi içine çeken belirsizlik ve kafese kapatılmış bir kuş misali bizi hapseden bir boşluk.
En son Mart ayında yazmıştım size. Biraz bahardan bahsetmiştim biraz da umuttan. Peşinden gelen Nisan ayı da rüzgar gibi gelip geçti ömürden. Nasıl geçtiğini anlamadığım bir ay daha geçmek üzere.

Bursa’da İlk Bayram
Rize’den Bursa’ya geleli neredeyse bir ay olacak. Bu yıl Ramazan ayına Rize’de başlayıp sonunu Bursa’da getirdim. Ve ilk defa bir bayramda buradayım.

Sevgili dünya, bugün günlerden Ramazan Bayramı. Herkesin hasretle yad ettiği o soruyla başlıyorum cümlelerime.
“Aaah ah, nerede o eski bayramlar !” İç geçirilen bu cümlelerinin cevabı, adına mazi dediğimiz o sandıkta kaldı. Üzerine naftalin kokusu sinmiş, zihnimizde canlanan o anılar dünle bugünü karşılaştırma ihtiyacı hissettiriyor insana. Geçmişte kalan o taze heyecanları bulamadığımız gibi içimizdeki yaşam heyecanını da yitiriyoruz günden güne. Çok eskiye gitmeye gerek yok aslında şöyle 2020 Mart’tan önceki gibi olsa hayatımız mesela. Hani şu rahat rahat nefes alabildiğimiz, sevdiklerimizle korkmadan sımsıkı sevgiyle sarılabildiğimiz, bağlarımızın günden güne koparılmaya çalışılmadığı o günlere mesela…Yakın görünmesini umut ettiğimiz uzak ufuklar gibi, değil mi?
Bu ikinci keyifsiz Ramazan bayramımız… Gönül, bayramı bayram gibi geçirmek isterdi ama buna da şükür, çok şükür…
Bugün Bayram
Kaç gündür bayram kahvaltısının hayaliyle yaşayıp kurduğum alarmımla bir saat rötarla da olsa erken denecek bir saatte uyandım. Yeğenlerimin sevdiği poğaçayı yoğurmakla başladım güne (tarifini bir sonraki yazımda paylaşacağım inşallah). Elvan ablamla beraber şöyle bir masa hazırlayıp hep beraber keyifle bayram kahvaltımızın tadını çıkardık.
Eskiden bayramlıklarımızı giyinip önce akraba ziyaretlerine sonra da gezmelere giderken günümüzde öylesine hazırlanıp sadece markete kadar gidebiliyoruz. Ne acı değil mi ? Tam kapanma adı altında -ama herkesin sokakta olduğu- kısıtlanmaların yaşandığı tuhaf günlerdeyiz. Bayram dediğimiz, ev ile bakkal arası gidip geldiğimiz bir döngüden ibaret olan günlerimi buraya keyifsiz bir hatıra olarak bırakıyorum.
Bu fotoğraf da o döngü içinde bayramlaşma fırsatı bulan bayram çocukları…

Biliyorum ki hepimiz; bayrama yakın yaptığımız alışverişlerimizi, o bayramlıkları giymek için arefeden uyuyamadığımız gecelerimizi, bayram sabahı içimizdeki o kıpırtılı hallerimizi, büyüklerimizin ellerinden küçüklerimizin gözlerinden öptüğümüz günleri, şeker ve harçlık heyecanımızı, ayrı bir büyüsü olan o günleri çok özledik.

Bu sıkıntılı süreçlerin bir an önce geçip gittiği en güzel anıları yaşayacağımız yarınlara uyanmak umuduyla…
Bayramımız Mübarek Ola, hepinize yürekten hayırlı bayramlar diliyorum…
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…
Ellerine sağlık ne güzel anlatmışsın☺️ İnşallah o güzel bayramlar yakındır..
Çok teşekkür ederim Şahikaam ?inşallah, inşallah…
Çok güzel bir yazı olmuş canım ellerine, yüreğine sağlık ?
Bayramın güzelliklerini hatırlattığın için teşekkürler.??
Çok teşekkürleer ??
Yeni aldığımız ayakkabıları baş ucumuza koyup heyecandan uyuyamadığımız arefe gecesi… Bayram sabahında içimizi kıpır kıpır yapan o mutluluk… Her sene yine bayram oluyor bayram halen var. Ama aaah ah nerede o eski biz…? Bir ayakkabı ile dünyalar kadar mutlu olan biz.. Her evi kapı kapı dolaşmaktan yorulmadığımız biz. Küçük bir bayram harçlığı ile amcanın yanında soluğu alan biz.. Nerede o eski biz..?